Sevgili dostum,

Sana bunları yine bir kuşluk soğuğunda, gök kızıl, ben biraz uykusuz, dengesiz' ve sevmelerin bitaplığını yaşadığım vaziyetteyken yazıyorum.

Şunu söyleyebilirim ki dostum, bu genç adam kimyamı bozuyor. Öyle bir haldeyim ki... Gün içerisinde durmadan onu düşündüğüm yetmiyormuş gibi uykuyla uyanıklık arasında gittiğim vakitlerde, 3 saniyelik bilinç halinde dahi onun varlığının üzerimdeki ağırlığını hissedebiliyorum. O, öyle bir terazi ki 'hem sırtımdaki kambur hem kalbimin kanatları olabiliyor.


Bazen o kadar bencilleşiyorum o kadar kör oluyorum ki şunu sorarken buluyorum kendimi "Onu düşünmediğim, hayatımdaki varlığını sürdürmediği zamanlarda ne yapıyordum? Nasıl nefes alıyor, nasıl yaşıyordum?"


Sana söylediklerimin hiçbirini abartmıyorum. Onun hayatıma girmesiyle rüyalarımda dahi durmadan onu yaşıyorum. Sanki yaşamak benim için tümüyle o olmuş gibime geliyor. Şair "Bir gün daha seninle konuşmadan bitiyor" diyor. Canım dostum ne onunla konuşmadan gün bitiyor ne de sesini duymadan günüm gün oluyor. Ahmağın önde gideniyim, karınca kadar un ufak olmak bir kuş kadar özgür olmak istiyorum.


Geçenki mektubunda, bunca zamanlık hukukumuzu bitirmek istediğinden, hasret dolu mektuplaşmayı kesmeyi düşündüğünden şu -bencil- sözlerle bahsetmiş,

"Gideceğim ya da gidebilirim diyemiyorum ama gitmeliyim hissediyorum.

Bu sefer kaybediyoruz seziyorum."

Sözlerindeki şiirsellik, gözlerindeki müşkülpesentlik beni çileden çıkarıyor.

Burnum sızlıyor, boğazım düğümleniyor, gözlerim doluyor, karnımdaki kelebeklerin yerini derin, sancılı bir boşluk kaplıyor. Sonra elime biçare kalemi alıyorum.


"Kalbim belki gelişine hazır değildi. Ondandır ki hızlı çarptı ancak ben, kalbim, zihnim ve durmadan kafamın içindeki senin gidiş sahnelerin çoktan hazır sevgilim.

Gideceksen ve gitmeliysen.

Durma

Bu gidişler sana mahsus değil

ve

Bu kalbin ilk katili sen değilsin."


Sevgili dostum, birazdan 23.45 Kadıköy vapuru kalkacak.

Bu yolcu vapurundan sonra sefer yok diyorlar.

Korkutuyor haliyle,

eve bir daha dönemeyecek olma düşüncesi.

Korkum ve acımın sebebi gıtmesinden değil. Gittiğinde bir daha şansımızın olmayacağını bilmek ızdırapların en büyüğü benim için.

Anlamıyor. Ben şimdi giderim dediysem de onunla, kalırım dediysem de bin seninle onunlayım


Canım dostum, onun gülüşünü, gözyaşını, kalbini alıp gidesim var. Bu tası tarağı toplayıp gitmek deyimiyle eşdeğer bir şey. Şunu yeni anlıyorum ki benim tasım da tarağım da tümüyle o. Arkama bakmadan değil bu şehri terk etmek

ben bakkala bile gidemem,

onun arkamda olduğunu bilmeden.


-Nisan