Gençtim ben de

Kitaplarım vardı kıyamadığım senden bugüne gelen onlar oldu sadece ama altını çizecek kadar kıyıyorum artık.

Ve Freud'u anlamak çokta mühim değilmiş.

Tırnaklarım sakallarına karışacak bir adam hala da yok yanımda,

sırtımdaki yüklere sor anlatsınlar neymiş aşık olmak birkaç satıra.

Kedi evlat edinmiyorum artık kaybetmekten korkmak değil de ölülerin eline koz vermek istemiyorum.

Parmak ucumda yürüyorum duymasınlar diye...

Yaşadığım boktan aşkları bir akbabaya leş diye sattım.

Artık geceleri ayın görünmeyen yüzünü merak etmiyorum,

Tüm hayallerimi, meraklarımı kışlıklarla kaldırdım.

Kaçacak annemin kolları da yok nasıl olsa babamınsa sarılmaktan korktuğu yarasıyım...

Ama hala rakının yanında Birsen çalarım kulaklarıma...

Ufaktan demlenirken gece karanlığa

Üç fay hattı kırılır zihnimde, üç bölgeye ayrılır beynim.

Birinde göbek taşına yatmış derisini kanatan bir fahişe, diğerinde dağlara komplolar yazan çocuklar... Öbüründe İspanyol meyhanesinde çığlık çığlığa şarkı söyleyen kadınlar...

İnzivasındayım hüzünlerin fakat ağır geldim taşlara... Ben de mutfak masasında çürümeyi yeğledim. Zaten sigarayı da bırakamadım hala...

Sen yazamayacak kadar mutlu olmamı istiyorsun ama senin rüyalarında ölen yok hala, günleri karıştırmıyorsun mesela, bıkmadın daha kaz ayaklarından,

Umut yeşertmeye çalışıyorsun 6 yaşındaki çocuğun hayal kırıklığından...