Terk ederken olağanüstü geceyi 

Kalplere korku verir acının ensest sesi

Gecenin ilahisi duyulur kuşların ağzından 

Ve bir de ağlak bir çan sesi 


Hatıralar esir eder insanı buğdaya 

Özgürlük mâl edilir gökteki yıldızlara 

Gecelerce gelişi beklenir ilhamın 

Bir öğüt ve bir veda aptal insanoğluna


Söylenir aynı şarkılar farklı makamların ağzından 

Vazgeçilmiş cesetlerin kan kokuları ardından 

Ruhun daralır, boğup atar geceyi rüyaların dozundan 

Cellat vurur baltayı tan vakti ağarmadan


Değiştirilir bir canla emanet bir hayat 

Kelle koltukta kalkar insanlığından beşeriyat

Kelebekler umut olur yükselir semaya 

Farklı olan her şey mecburdur ütopyaya 


Bir dal yakar iğrenç duyuların ardından 

Hissetmek istemez acıyı, her şey yalandır o an

Koğuşta dört döner takas ister kahrına

Otuz yediye yaklaşıyor, razı mı olmalı bahtına 


Ayrılık zamanı gelmişse yerdeki güneş sarısından 

Hisler körelmişse gecenin ayazından 

Acı, bir lütuftur gönderilir Tanrı tarafından 

Ve ayrılık zamanı, son kez edilmiş vedanın ardından