üzme, bırak yıldızları dağılsın

kalemin eskisinden daha kuvvetli şimdi

cümlelerinde kullanılan her metafor

bilinçdışıydı deriz

a n l a y a m a y a n l a r a

ve ekleriz

"büyüyoruz ama daha zeki değiliz dünden"

inanırlar, hep inandılar

birbirini tanımak istemeyene "tamam" kâfidir

bende en güzel kahkahamı bir bakışa saklıyorum

"cevabını beklemeyenlerin sorularını duymazdan gel" dedim kendime

sonra uyandım

gökyüzü neden mavi?

bu zamana kadar mor sanırdım oysa ki! kanmışım

yıldızları dağıtanları haklı çıkardım

peki sen tüm o soruların cevabını bulabildin mi?

cevap veren gölgelere rast geldin mi?

ışığımı kaybettiğimden beri gölgelere ulaşamıyorum

sana birkaç kelime bırakıcam

üzme, bırak yıldızları dağılsın

sorularını artık gölgeler değil ruhlar cevaplasın

ve en samimi gülümsemeni takın yüzüne

fısılda "artık bende sizden biriyim"

ve duy beni

bu bir şiir değil!

kendini imha etmek üzere olan karmakarışık bir zihnin içinde

bir anlamı olan son kelimeler sadece

göğe övgü yağdırırken yere bastığını unuttun

bende kanatlarımı sana hiç göstermedim.