Ne kadar basitmiş değil mi Sadık abi?
Soba dumanlarının sararttığı
köhne binaların kuytusunda
evveliyatsız ve edepsiz bir öpüş gibi,
Göle salınan kağıttan gemiler gibi
kolay vazgeçiyor insan insandan.
Sonra Sadık abim,
Dağlar ardı oluveriyor üzerimizdeki kasvet.
Dışarıda azgın bir sağanak tutturmuş,
İri yarı bekçiler bir çingene çocuğunu kovalamakta.
Sabah bülteninde kulağıma çalındı
Bir baba işten eve dönmüş,
Bebesi yerde öylece kalmış, ölmüş.
Sebebi siyanürmüş.
Anadolu feryat figanmış şimdilerde.
Büsbütün enkaza sürülüyormuş kadınlar, çocuklar...
Bir enkazın ortasından bu yankılar.
Aralığın ortasından bağırıyorum size!
Bu bağırış ki sevdasına mağlup, halkına mahçup,
Çingene çocuklarına şekerler borçlu...
Ehemmiyetsiz şakaklarımız üzerinde
Toroslarda hazin akşam üzerlerine çalan gözlerimizle
Sırtlıyoruz inancın heybesini.
Terli avcumuzla gözümüzü ovuştururken
Demirden hallice bir maddeyi kesiyor gibi
Gıcırdıyor dişlerimiz.
İki adımda cüretkar oluyoruz
Henüz iki adımda saçılıyor heybedekiler.
Çenemiz dizimizle tam elli senelik ahbap,
Ayağımız elbet çıplak.
Kasımda bir kavak yaprağı gibi titrek bedenimiz.
Tanıdık bir sesle son buluyor
tüm bu inanç fıkrası.
Çabuk kanıyormuşum bu sevda yalanlarına,
pamuktan da daha akmış kalbim.
Üstelik,
Üstelik tam elli senelik çektiği varmış
o gidenler hiç dönmemiş geri.
Böyle diyor Sadık abim.
Sadık abim yalan söylemez.
70’lerin en fiyakalı eskicisi çünkü o.
Onur YAMAN
2020-07-27T00:22:03+03:00İyi dilekleriniz için teşekkür ediyorum 🙏 Sadık abi eskilerden bir abi ve eskiler iyidir :)
Muhammed Dalpalta
2020-07-19T22:03:30+03:00Dili kullanma beceriniz akıcılık ve duruluk konusunda kendini göstermiş. Beğendim şiirinizi. Daha iyi hale gelmesi, daha doyurucu bir kıvama kavuşması mümkün. Kaleminize sağlık.
•
2020-07-18T23:32:51+03:00Sadık abiyle bir gün oturup konuşmak istedim. Bu şiirlerle konuşmanın zevki bu kadar tesir ediyorsa eminim ki Sadık abiyle yapılan muhabbet ehemmiyetlidir. :) Yüreğinize sağlık.