Bir yalnızlık gibi geçtim yanından

Ondan dönüp bakmadı gözlerin ardımdan

Ne sen kördün ne ben dilsiz

Pay çıkardık kendimize üç maymundan


Ellerim terk ediyor bileklerimi geceleri 

Çünkü herkes uyuduktan sonra  

Senin el yazını taklit ediyorum duvarlara

Biliyorum hiçbir şiirinden geçmedi yolum  

Senin bana kuraklığını ayıklayıp kanımdan 

Çöpten sebze toplayan adamlar için

Bir boru gibi belirgin yeşil damarlarımda

Salatalık büyüttüğüm için mi dargınsın yoksa bana

Ama artık hiçbir adam çöpten sebze toplamasın

Yalvarırım sana


Kanım düştü sanırım yine

Kaşık kaşık telve yiyorum bugünlerde

Karıncalar besliyorum içimde

Büyüdüklerinde baba diyecekler gördükleri her yokluğa

Alfabeyi öğreteceğim onlara

Bilecekler yumuşak g sensin yeryüzünde

Muhafazakar bir mutfağın mermerine

Soğan doğramak bahanesiyle

Döktüğüm gözyaşımsın sen

İki gözümde


Hem yaslandığın hem çarptığın duvardı baba

Sıvası tutmadı gönlümün bu dünyada

Korkutuyor artık yeryüzünün adamları

Seni üflüyorum üzerime

İnce dudaklarımla

Bu yangını harlama


Tekstilden gelen kadınlar geçiyor akşamlarımdan

Ellerinde poşetler, ellerinde çocukluğum

Neyi göstereyim sana

Annesizliğin sökük yarasından gözüken

Derisi çiğ içerisi yanık göğsümü mü

Onların bir türlü okumayan kızları

Alay ederken benimle

Ben bana yüreğimi diktirecek

Bir sevgiye inanmak istedim yalnızca


Bak işte

Sevmeyi unutuyor kalbim

Bir vantilatör saçlarımdan yakalıyor beni

Savuruyor oradan oraya

Oysa vantilatöre yenilecek kadın mıyım ben

Sana direnmişim yıllarca

Yokluğuna göğüs germişim

Ama gücüm yetmiyor bu sefer kurtulmaya

Sevmeyi unuttuğum günden bu yana

Bacaklarım yalnızca birer sopa

Al istersen yak onları da

Gidecek bir yerim yok nasıl olsa


Bakma yüzüme bir ocağı açık unutmuş gibi

Beni yeniden inandır aşka

Varsa

Doğduğu günden beri yetim olan şiirlerime

Gücün varsa

Baba ol’

Sana.