gövdenin askısında çırpınan kalbe elinde neşterle gelmekte evren,
polisin intikal ettiği son öpüşmede ters yönde son söz
tanrı neden yağdı kayboluşumuza, zaten esrar içmek ilk vahiydi kurşun yağan bir dağ evinde
halisünasyon biraz inançtı bende, sorgulanırken dilin altında zehirli hayvanlarla dolu bataklıkta bataktık
son çırpınışta tanrı’ya inanan uslu çocuk gibi
son şiirinde öleceğini müjdeleyen bir şair gibi
manzaranın batısında karanlığa çöken güneş gibi
uyku haplarında sonsuz uykuyu buldum
uyku haplarını ararken gizini yitirdi overdose
evet dedim
şimdi bir buluta yaslanmanın tam sırası
kınından sıçramış bir harfle, alfabenin parmaklıklarından sızmış bir harfle ve kurşunlanmış bir etle hatırlanmakta
boy aynasında gülümsemekte ceset, yansımanın yanılgıya teşrif etmesi
alkol iş üstünde, son düzlükte gözden kaçan uçurum,
gülümseme tedavisinin son seansında çocukluğa inemeyip yaşlılığa çıkmakta karartı da kalmakta
ellerinde neşterle bir meteor yağmuru bu gövdeme yağan
müsaadenle sevgilim bileklerimi keseceğim
tarihten önce kelimeler yazar kanı, bir anneden önce bir şair ağlar
bir diğer cehennemde buluşmanın umudunu eritip kırmızı düşünüşün kalıplarında şekillendiren bu
ölümümün tanığı mısın?
gardıroba konulan ipek iskeletimin organlarında yeşermiş külün
gövdenin askısında çırpınan kalbe elinde neşterle hücum etmekte evren
hüznümün intikal ettiği gidişin de ters yönden gelmekte alfabe ve kelimeler ve ağlak sıska bir velet
tarihten önce ben yazarım öldüğümü,
şairden önce ben ağlarım
ters yönde gidip flu görürken dikiz aynasındaki notayı
evrenden önce ben hücum ederim kendime
müsaadenle sevgilim
Mısra Ergök
2021-12-27T12:27:49+03:00Beğendim şiiri, elinize sağlık. :)