Havva’nın Adem’e uzattığı elma da

mübarek, benim senin etinden çoğaldığım aşk da

saf


tutanlarla tutmayanların kavgası da

toplanacak bir gün

sağ ve sol omzumdaki melekler

bacağını kaldırmasan da çıkacak ortaya

buruşuk kağıtlarla mendiller arasında gidip gelen

kipler ve çekimler

sayımlar ve cesetler

kaldırılacak yeryüzü aranacak

inmiş kaç kitap varsa


henüz kurulmamış çarşıların yüzü kadar soğuk

ay,

olsun ve sessizce ilerleyecek saat kadar o da ak

-hiçbir şey

gözlerin kadar saklanmış kundak değil

işte o an

alelade ateştir sevgiyle yanına yaklaşan

bazı esmer, bazı vahşi

ve oyunbozan


tövbedir, haktır ve aftır da o

bazı partilerden ihraç edilmiş

çok antidemokratik bir sıfatla

saftır

Havva’nın Adem’e uzattığı elma da


akla ilk gelen kırmızıyla çıkarılan kıyafetlere

bir söz söylendi bu akşam


iyi şeyler de olacak

bir gün

incinmiş

ve bir iltihapla açık kalan her hitap

sıcaktan titreyecek dudaklarımızda


o zaman yeniden yazılacaksa kader denilen muamma

çekme omuzlarımdan bacaklarını

yüzünü bilmemeli melekler.