Yumuşak,

Şeffaf bir el ve

Tazecik,

Yeni doğmuş,

Sabırlı bir gülümseme serbest bıraktı içimdeki tutsak kuşları.

Güzelliğe yenildim yenilgilerin sağanağından çıkıp

Bilinmedik bir güzelliğin girdabına intihar gibi düşüverdim

Sahiden güzelliğe mi tutsak bu kez yoksa

Ustalıkla gizlenmiş bir çirkinliğe kurban mı gitmek

Ömrünün müebbedine hiç beklemezken af çıkması gibi

Mucize ve korku

Güneşli günlerin bilinmezliği

Adım atmayı unutmak ve yeniden başlamak hayata

Bebek adımlarla

Bir pılı pırtı biriktirme telaşı yeniden

Aynaya bakma seferberliği

Betona yalın ayak basma coşkusu

Korkusuzluğundan korkma bilgiçliği


Hiç emin olamamak 

Ve ilk kez bir bilinmezliğe 

Sıkı düğümlerle bağlanmak istemek

Buğunun ardındaki gizi sevmek

Hayaline tutunmak 

Bir iplikte,

İncecik, deliliğe gittiğini bildiğin o iplikte asılı kalma isteği

Hayır bu kez boynundan değil, tümüyle gövdenle asılmak, gücü ayaklarından almak

Sarsılmanın, eğilip bükülmenin dikleştirici dengesi olduğu bir zaman olsa

Herkes bir parça getirse yarasından ve hepimiz yama yapsak, kendi yaramıza


Adı çıkmış şu çağı kapatsak

Ak pak ellerimizle

Başka bir şey olmasa dilimizde sevgiden

Lotuslar büyüse kirpiklerimizde

Ve

Çıplak yüzsek 

ömrün akıntısına karşı