Sonra yalnız gecelerimde bayat kahve tadı doluyor ağzıma,

ellerim yüzyılların hareketsizliğiyle birbirine kenetli,

depremden yeni çıkmış kentler kadar boş duruyor erzak dolabım,

yıkıntıların arasında kızlar çınlıyor yine de elde menekşeyle,

dudakta iradesiz aşıkların melodisi,

yeniden irkiliyor doğmak bilmeyen herkes

ama çeneme hiç değmiyor sabah akıntıların,

sonsuz bir cengin içinde kendime hendek kazmaktayım,

çamura dalmış ayaklarım- dirseklerim beton rengi.


Bir barda sipariş beklerken hatırlıyorum seni ya da bir şey ararken çantanda,

gücümden güç aşırıyorum fiziğin yanımda değilken,

bilmiyorken akrebin neyi neden geçtiğini,

neden yattığımı bu yatakta ya da neden kırdığımı Meyrem'i,

yeni keşfedilmiş kasabalarda renksiz mermi kovanı gözlerim,

paslı dişlerinden tren rayları geçiriyorlar şeyhimin,

biliyorum ve bilmek ağrıtıyor artık başımı,

iştahımı yeniden göğe çevirip gebe kalmak istiyorum umuda,

sınırda bir er ya da bir cinayetin meçhul faili olmaktansa,

kendi dininden aforoz edilmiş bir Papa edasıyla koyup sigaramı ağzıma,

hiç duymadığım küfürlere bir dil olmak istiyorum.