“Çok kötü hissediyorum.” yazmak aklıma gelince abarttığımı düşünüp “Kötü hissediyorum.” diye düzeltiyorum çoğu zaman. Sürekli harekete geçmeyi erteliyorum sanki ve bunu her seferinde, yarın kesinlikle hareket edeceğime inandığımdan bugünden ödüllendiriyorum herhalde. Net olarak bildiğim şey, çalışmam gerektiği. Başarmak istiyorum. Bazen sanırım başarmama ihtimalim olmasın diye başarma ihtimalimden de vazgeçiyorum. Şu an bunları öylesine yazıyorum işte. Bu sıcak havalar aşırı bunaltıyor sanırım beni. Bir şey üzerine anlık düşündüğüm için ve gereksiz "yalan söylememe" çabamdan dolayı fazla “sanırım” diyorum. Net konuşamamak yani. Belki de içten içe yargılanmaktan korkuyorumdur. Doğrusu nedenin bu olduğunu hiç sanmıyorum. Doğru ve tam olarak olduğu gibi anlatmak istiyorum kendimi "sanırım". :) Boynum ağrıdı. Yazı yazabiliyor olmak çok ilginç değil mi? Kafanda olup bitenleri somutlaştırma çabası. Yazıyorsun ve artık var olmuş oluyorlar.

Duş almak istiyorum. Daha motive hissetmek adına. Bazen daha motive hissetmek adına, küpe de takıyorum. Ve hatta bazen daha motive hissetmek adına, bilgisayarı önümde açık bırakıp çalışıyorum. Boynum hala ağrıyor. Mesela bu bana motive hissettirmiyor. Hissettirseydi yazardım çünkü. Herkesin bu kadar farklı olması çılgınca bir şey ve bu defterden sıkılmaya başladım. Bazen salakça da buluyorum. O da benim için bunu diyordur.

Tarih: 1 yıl önce


Bugün başım ağrıyor. Bunu yazarken içimden güldüm çünkü buraya sürekli kötü şeyler yazıyormuşum gibi düşündüm. Bugün sanki çok fazla düşündüm. Bilmiyorum. Çok ses var. Buz lazım.

Tarih: Evet, bu da 1 yıl önce.


Evet, şimdi geldik günümüze (alkış kıyamet). Defterimde bu yazılarımı gördüm, ikisini de seviyorum aslında (mütevazı). Hala tam olarak doğru konuşma çabası mı, ne denir bilmiyorum tam, ondan var bende. :d Kardeşim bazen söyleniyor: “Allah aşkına, net konuş ya!” Öncelikle sevgili kardeşim, ilk olarak tam dayaklıksın. İkinci olarak da milyon tane bakış açısı var ve senin benden istediğin yargılayıcı olmam. Yazıyı yazdığım vakit ikinci sınıftım, şu an ise üçüm ve o vakitler çalışmama ihtimalim rahatsız ediyordu beni, ama şu an o konuda çok daha iyiyim bence. Geçiyorsun masaya, çalışıyorsun ve bitti. (Ne salakmışım, çözümü ne basitmiş halbuki.)

Diğer yazımda da buz lazım demişim, bu şuradan geliyor:

Ben lisedeyken bir günümüz bayağı boştu ve arkadaşımla o gün full boş yapacaktık ama arkadaşım dozu kaçırdı ve bakın yemin ediyorum susmadı, milyon saat konuştu, asla susmadı. Normalde de çok konuşuyoruz da, o gün apayrı bir şeydi. Saatlerce anlattı bir şeyler. Cidden saatler sürdü. Eve geldim, başım ağrımaya başladı, sonra da dinmedi. E ben de ağladım haliyle. Arkadaşı çok konuştu diye, eve gidip ağlayan kız. Sonra nedense aklıma buz tutmak geldi ve bir baktım ki işe yarıyor, mutlu oldum ve uyudum. O gün öğrendim ki benim baş ağrıma iyi gelen şey buz. Buradan donmuş sulara teşekkür ediyorum. Teşekkürler.