Hayatım boyunca genel itibariyle aidiyet hissine yabancıydım. Dönem dönem ait hissettiğim anlar oluyordu elbette. Birini, bir şeyi sevdiğim zaman örneğin. Zahiri bir his miydi, bilemiyorum. Geçici olduğu kesindi. En son ait olduğumu hissettiğim yer bir ağacın gölgesiydi. Günlerimin büyük çoğunluğunu gölgesinde geçirdiğim bir ağaç. Onun gölgesi "ev" tanımına en uygun yerdi. Gövdesine dokunduğumda evimin bir uzvuna dokunuyormuşum gibi hissederdim. Tarifi mümkün olmayan bir güven hissi peydah olurdu her dokunuşumda. Yapraklarını döktüğünde ve çırılçıplak bir halde savunmasız kaldığında dahi heybetinden bir şey kaybetmez, ev olarak kalmaya devam ederdi. Çatısı akan bir ev.. .


Derin bir bağ hissettiğim bu ağaç bir gün bana hayatımın dersini verdi. "Hissettiğin bu aidiyet gerçek değil, daha fazla kandırma kendini ve ağaç olmadığını bir kez daha hatırla. Henüz bulamadın ancak yola çıktığında yolun sonunda seni bekliyor olana ait olabilirsin ve bunu yola çıkmadan, adım atmadan asla öğrenemeyeceksin." Bu dersten sonra da usulca fısıldadı, belki de yola aitsindir. Durup sarıldım gövdesine bu en iyi dostumun ve arkama dahi bakmadan ondan uzaklaştım. Bir an düşündüm; belki de yolun kendisine aittim. Nereye gittiği fark etmeksizin düpedüz, alelade bir yolun kendisine. Belki de yol bendim. Şayet öyleyse ne bitmez, tükenmez bir yolmuş diye geçirdim içimden.


Birçok yere uğradı yolum o günden sonra ve tüm bu yolların sonunda aidiyet hissi gömleğinin bana uymadığını, her seferinde bir iğretilik ihtiva ettiğini fark ettim. Üzerimde bu gömlek varken ruhumun kanatları işlevsizdi. Bu his her defasında geçicilik barındırıyordu. Geçici olana ait olmak mümkün olsa dahi uzun vadede sadakatsizdi. Ben ona sadık kalsam dahi o kalamazdı.


Gitmek... Nereye ve nasıl olduğu fark etmeksizin, devamlılık arz eden bir gidiş fikri. İşte bu fikir ait olmayı gerektirmeyen ve böylece beni özgür kılan nadir yollardan biri. Kalmanın dayanılmaz olmasını dahi beklemeden, zorlayıcı tesiri tam olarak hissetmeyi dahi beklemeden "pekala, konu kapanmıştır, gidiyoruz." demek. Fıtrata denk düşen bir deyiş.


Yolum, ait olmamın mümkün olduğu bir yere denk düşene değin gitmek. Aramayan bulamaz, bulsa da bulduğunu anlayamaz. Neyi aradığımı biliyor ve bunun için tuhaf bir yöntem deniyorum. Bir gün "işte kalıyorum" diyeceğim ana değin...