Dünya bu. İçinde öyle kayboluşlarım, neyin göçüşüne kapılışlarım, beni getirdi sana, söyle
Bir ses kadar değerim yok olsa gerek duruyorum, binlerce çizgiyi geçirmişim boynumdan, nokta kadar olana bir nokta kadarda
Akı kızıla dönüşsüz boyanmadan söyle gözlerimin
Neleri yine göstereceğini bana
Fazlasını değil, istediğimi, zaten gücüm yok ve düşüncelerim kof
Tek ayağımın ucuyla tutunduğum doğumlarımın sancısı giriyor birer birer göğsümden içeriye
Nesine dayanayım bunun, ımızganan bilincimde böyle mi çaksın resmi ağlayarak dirilmelerimin her defa
Şafakların kaçını görmeyeceğim sorusunu her bir kenara bıraktım bu acı yoz derimi her delişinde
Ezginlikten geriye bir şey kalmadı elimde, artık söyle, bitsin içimdeki od
Kendimi bildiğim ilk soluk bu. Yüzüne coşkun deliliğimle saçtığım elezer tükürük
Dolu bir ağızdan nokta olarak yanağına konan, çizgi olarak akan vahşetimin başlangıcı
Üzüntünün ilk parmağını koparmamla dehşete dönüştüğü ana denk geliyor
Antsız ve duygu dolu, acınsa körüklüyor utku umudumu, kuşkusuz sanatın doruğuna adanan bir dans bu
Eğrilip bükülen söz güzellemelerinden uzak, kıvranışla kutlu, manzara bana ait
Fani uğultular azalmaya başlarken düşünüyorum neden diye
Merakım kaburgalarımdaki baskıyı arttırınca başını kaldırıp baktım gözlerine.
Neden yapıyorum bunu sana, söyle, bu döngüden çıkalım
Seğirmelerini sonlandıralım böylece, etkisi hem sana hem de bana
Eskide kalması zayıf bir tutsak oluşunun ikimizin de yararına
Durgun bakışlarının üstüne koyacağım bir duvak bu sadece
Demir kokulu al ve sıcak derin bir deniz bu bahçe
Cazgır nokta ağızlar çoktan kayboldu uysallık içinde
Ağıt ateşine nokta konmadı ki diyeceklerim şimdi bitsin
Uğultudan çizgiler dinince başladım, "Bana indirilen bu vahiy
Fenalaşmış arzuların ürünüdür, içimizdeki nokta araf
Kötücüllüğün kişilik edinmesidir, bilin bunu
Nasır tutmuş gözlerin altına bakın, o günahlara
Nasıl kötü olsun tanrının kararı, ki bizi hep korudu
Eli olan ben vurdum, her arzu pisliğe, her küfür kutsala yad
Nedeni bu. Şimdi ne değişti beyinlerinizde"
Dedim ve zaman geri akmaya başladı
Tekrardan aynı, söyleneceklerin olduğu güne döndük
Açıldı zamanın kapısı, koltuk altıma sıkıştırdığım başla ilerledim
İzleri boyunlarındaki iyileştirilemeyecek değildi, tek sorun ayak tabanlarımdaki is
Ferah fahur yürüyerek yere bir çizgi çektim, gövdenin üstüne çarşaf
İlk önce alnındaki noktayı kapattım, güzel dursun
Nabzı atmaya başladı, tanrının beklediğim işareti
Doğuşu tanrı elime verdi, ben onun yansısıyım, ölüm diğer elimde
Eğik başının üstüne koydum ikisini de, diriliş gerçekleşecek mi gözlerimin önünde, söyle yüce bad
Ben bunu görürsem düşlerimden, söyle, çıkıp gösterecek misin kendini
Düşlerimin, artık böyle tanımlanacak anılarımda, asla gerçekleşmeyeceği bir dünya bu sarmal beze
Raksımın akışı zirvedeyken gerçeğe erişimden bu huzursuz gök
Adını yüceliğinle sarmaladığım bilincime inen artık biçilmiş alan bu yüzün
Adının yüceliğine adadığım kurbanların ciğerleri bu, soluğumu sonsuza dek kesecek en büyük gereç
Fazlasını değil, istediğimi sunacak tek çıkar yol bu, edeceğim bütün sarf
Derim bu, sapkın kıyalarımın en büyük tanığı, kızararak yanacak, azabımı hissetsin ki
Noksan belleğime iyi gelecek tek şifa bu, içsel bir öç çarpışmasının istenilen sonucuna
Zemheri, algılayan bir olguymuşçasına esiyor yüreğime
Estikçe o, deliliğimin mutlağı, sönüyor içimdeki nokta kalmış od