Kalpler sussun

Hayatı hissetme günü bugün

Hayayı mesanede bırakmama günü

Bombos sokaklarda bomboş dolaşın

Bugün adımlarınız yuva yapan kuşlara uçsun

Eciş bücüş bir gözlük camından kaydedin hafıza karelerini

Çocuklara pamuk şekerlerden ülkeler edinin

Güle güle gitsinler insanlar ölüme

Sevgililer kalpli anlam yüklesinler pencerelerine

Bugün hava güneşli

Lam hisset nefesimi

Sizin diyarlar cehennem serinliği

Yarı boyanmış, umut dökülmüş evler vardır oralarda

Buralarda evlere ben taşırım aşı, umudu.

Türküm farsça, dilim pelesenk bir ana ocağı


Otobüs duraklarına adımı yazın

Nostalji koksun ağaç dallarım

Uzun yollar, derin acılar katettim

Katlettim acı yanlarımı

Engin huzur arayışım meşhurluk değildir

Bebek koksun müjganlarım

Yeşil bir pikap çekin yola

Yollar benimdir

Ondan gelir ona giderim

Denizler benimdir

Salarım kağıttan gemileri

Güvercin uçmuş balkonuma

Ah, masumluk timsali hayallerim


Nedir bu boğaza takılan

Neşenin içinden keder mi doğar -mış?

Yansıyamamış mıyım sizi, ruhumu afişe ettiğim içime?

Bir baba yetimliği kokar ellerim

Bir ana dayağı duyulur tenimden

Çelikten zırhımı kuşanıp kahraman olmaya geldim

Gökleri maviden çalan bir mora

Kalpleri güneşten çalınmış bir sarı boyamaya geldim


Boş mezarlar, Japon kadınlar gördüm

Ölmemis ruhlar, boğazı kesilmiş bakir oğlanlar

Kahrolasi hırslar, nefreti iletmeyen topraklar

Ağzı aşla dolan boğulan çocuklar

Bir boksör ringinde illegal kopan kafalar

Hala ölmemiş de hala yasayanlar

Tutun yere düşecek kara bulutlar


Bir bisiklete atlayıp çıksam sokaklarınıza

Soğumaya ant içmiş güneşi alsam koynuma

Sere sormayın, ser kendine yel

Benim yolcum!

Sadece kendi gemisinde, kendi içindeki Tanrı'nın sesine gel.