Taşrada bir can; tuhaf belalar uğruna,

hayata süratle düşman olurken

dudaklarıma henüz temas etmemiş duadan beklenti niye

örgülü saçların ucunu çırpınmayla bağlayan gençler

neredeyse bir asra kefil olmaktaydı.

kırgın bakışları beni memleketle tanıştırdı onların

bakındım, iç çektim, yazık dedim defaatle

oyun nedir bilmez çocuklar yalın ayak arşınlardı,

gök gürültüsünün ulaştığı yerleri

cenindi rüyaları, saçları renkten renge yontulurken

ne kadar çok söyledim; her şey ne kadar çok boşunaydı


Bari artık her geçimin kaynağı olan,

susmakla bahtiyar olunsun

olunabiliyorsa belki mücahit,

hatta bir kurşun olup devrim de vurulsun.


Başkalaşım; haktır

çağındayız,

yayılma hızı hesap edilmeyen kötü haberin.

tekinsiz, berbat uyum, cehalet dururken

nasıl ve hangi hak- hukuk için baş kaldırılır

üstelik hangi halk için...


Diyeceğim hiçbir şey yok,

yangına körükle giden soylu, aydın boşluklardanım

aşındı ellerim, ne kadar ovalasam boşuna; bu kir

belki ziftle yazılmış yazgım

yahut beni sabahlara dek inletecek şiirimdir