Caddeye serilmiş köpek. Marketin önünde birikinti insanlar. Tıklım tıklım otobüse şok içinde bakan sarışın kız. Arkamda birinin kalçasına yaslanmış kalçam. Huzurlu bir sıkışıklık hadisesi. Kafam mayışık. Benzinlikte dörtlüleri yakmış araba. Su gibi akıyor önümden insanlar. Hepsi başka hayatlara koşuyor gecenin yarısı. Çiğköfteci bomboş bekliyor. Kahvehanede oturmaktan karısına sevgi göstermeyi unutmuş dedeler. Okeyi masaya fırlatmanın heyecanı. Elinde poşetiyle yola atlayan esmer dayı. Esnaf yavaşça topluyor tezgahını. Otobüs savrulmaya devam ediyor. Yokuş çıkıyoruz. Arkaya kayıyorum. Sıkı sıkı tuttuğum sarı demir elimi terletiyor. Şehir ayaklarımızın altında. Issız bir durakta inecek var. İlerle otobüs, daha hızlı. Gece çöküyor. Onlarca kafa bir o yana bir bu yana savruluyoruz. Hastaneyi turluyoruz. Camdan uğulduyor rüzgar suratıma. Titriyorum. Kırmızı ışık. Zemin katın penceresinden ışık sızıyor otobüs camına. Koca apartmanda yanan tek ışık. Acaba içeride neler oluyor?