Anlamı olanı soruyorum, o yüce kalkındıran anlamı, saçları kemiren böcekleri pencere kenarlarındaki, durmuş bir saatin içinde yaşayanları, kurumuş kül tablasının kaybettiklerini soruyorum, neler akıyor yollardan böyle kıran kırana, insanlar mı yoksa onların ezdikleri mi, bağır çağır klozet istifraları neyi anlatıyor, bu telefonlar çağının mevsimsizliği ve ahmak düzen aşıkları, kırmızının kafasındaki masmavi duruluğu dürten o simsiyah titreşim, rüyamda suratıma kirpiksiz iri gözleriyle çığlık adam, o adamın bir anda sakallarının çıkması, şu zafer naraları kuzum, kimleri ağlatan ninnilerdir söyler misin, bitmiyor gecenin uzattığı yol, bitmiyor naftalin koktuğunu sanan morgların kendini kandırması, belindeki şarjör ağrısı, vandallar besleyen yazgısı torpilli tarih, tekerrür bozgun bir ezberdir, saygın demagojiler, öksürük ve biat, salonunda her akşam yemeğinde televizyonda işlenen cinayettir devlet, şanın sanrılarındır senin, omuzlarına düşen bir çift melekle başlayan taksitler, ne anlamı olsun istersin diye soruyorum bakışlarının, intikam kısık ateşte pişince doyurur, inziva demek her zaman masum demek değildir, bir silahın kazasını terler görmüş benim ellerim, aklımda yarım kalan o kitabın ucu açık finali, bitmiyor yarama üflenen sivrisinekler ve bilmiyor göğsüm kalbimden başka yaşamaya benzer şöhret, anlamı alkışlar, anlamı bir kalabalığı susturmak, anlamı bir kürsüyü kurşunlarla parçalamak değil, amacım asla aynı soruyu sorarak ikna etmek değil istediğim cevaba herhangi bir anlamı, iskemleden düşen bir kuş, bütün kedilerden özgür demektir, en az ilk sayfaları koparılmış bir kitap kadar

niye bileklerini bir bisikletle kesmeyi hayal ediyormuş çocuk

ve bunca katil arasından neden tanrıya inanmayı seçermiş bu masal

hiç mi aklını kurcalamamış bütün ruhunu kucaklayan bunca arbede

kim adını affetmek koymuş her sabaha uyanmanın

hakkımız geçiyor bak önümüzden

ne güzel

ve bizler senin söylemek istediklerinin hepsini yağmalamak için kutsandık