Çocukken bahçemize gittiğimizde esen rüzgârda ince gövdeli, ten gıdıklatan, uçlarıyla göğe yükselen boğazıma kadar gelen süpürge otlarının arasında delice rüzgâra karşı koşmayı anımsadım Alifendere koyunun gecesinde yüzüme vuran rüzgâr serinliğinde. O kadar çok hızlanmak isterdim ki rüzgâr ne kadar sertlikle karşılaşırsa o kadar çok kamçılardı beni; çocuktum tutumumdu bu belki o zaman yaşama karşı..