Aslında en başından beri biliyordum;

Çünkü sen, çünkü sen gerçek olamayacak kadar güzelsin. 


Gülüşün hayatımda bir güneş sistemi. Her sabah günümü aydınlatan, içimi ısıtan ve en önemlisi kalbimdeki bahar bahçenin varolma sebebi. Ruhumun ve hislerimin gerçekliğine şüphe dahi bırakmayan daimi kanıt. 


Gözlerin içinde en büyük hayranlığım olan bulutların bulunduğu uçsuz bucaksız gökyüzü. Ne zaman ruhum daralsa, başımı yukarı kaldırdığımda gördüğüm ve içimi rahatlatan mavi beyaz umut renkleri. 

“Yağmurda yürümeyi, ıslanmayı neden çok severim bilir misin?Gözlerinde bulunan gökyüzünün içinde varolan hayran olduğum bulutlardan dökülür her bir damla çünkü. Çünkü sen dökülürsün bulutlardan üzerime. Yağmur sonrası toprak neden bu denli güzel kokar bilirim. Bir de ardından gülümsersen eğer, herkesin hayran kaldığı gökkuşağı da eşlik eder, gözlerinin içinde bulunan o mavi gökyüzüne.”


Yüzüne baktığımda gördüklerim bir masaldan fırlamış gibi hep. Tüm bunlar büyülü sözler gibi gelebilir fakat değil. Herkes bunları ve hatta daha da büyülü sözler yazabilir.

Asıl büyülü olan nedir bilir misin? Asıl büyülü olan, tüm bu sözleri seni her gördüğümde görüyor olmam ve dahasını tarif etmeme kelimelerin dahi yetmiyor oluşu.Yüzünün saçtığı ışığın gözümü alıyor oluşu. Göz göze geldiğimiz her an maviliğinde kayboluyor oluşum ve kendimi evrenin en harika denizinde buluyor oluşum. Her sarıldığında evrenin tek hakimi kadar güçlü ve bir çocuk kadar çaresiz ve ayaklarımı yerden kesecek kadar büyülü bir mutluluk hissinin tüm benliğimi kaplıyor oluşu. Birlikte olan her anının, her anının sonsuza dek kalbimin ve zihnimin en özel, en derin yerlerine kazınıyor oluşu. Canını sıkan her şeyin çözümü olmam gerektiğini hissediyor oluşum. 


İşte böyle. Dedim ya, tüm bunlardan çok daha fazlası içimde varolanlar fakat kelimeler yetersiz. Sanırım asıl büyülü olan hisler. Fakat sanırım hislerin tümünü tarif edecek kelimelerin yetersizliği bazen canımı sıkıyor. Çünkü ne kadar çok anlatsam da hep yetersiz kalacak. Çünkü hep daha fazlasını anlatmak isteğine karşı koyamıyorum. Tıpkı, seni gördüğümde varolan herşey gibi. Tıpkı seni görmeden, sesini duymadan geçirdiğim her günün kısacık ömrümde büyük bir kayıp olması gibi…


Aslında en başından beri biliyordum;

Dalgaları boyumu aşan okyanusta kırık bir sandalda gidemeyeceğimi. 

Biliyordum gülüşün vaadettiği hayallerin hiç gerçek olmayacağını. 

Kalbimde açan bahar bahçenin fırtınalara dönüşeceğini biliyordum. 

Biliyordum gerçek olamayacak kadar güzel olduğunu;

Ama bazen insan yanılmak istiyor…