Düşünemem başka dünya

Yakasına kadar ilikli bir gömlekten bir bardak suya

Yürümekten kalabalıkların içine

Sevmekten aslına benzeyen ne varsa belki kucağında

Tutup götürmeye kadar eğrisinde biten çiçekleri


Öyledir bölüşülmeden çalınan ekmeğin tadı belki

Ya da emeğin adı biz çekersek burnumuzdan gelir


Dokunalım mı omuzlarına?

Bir mesaj ki haydi gitmiyorumlardan aht edip gönderiyorumlara

Ya da yaşamak belki bundan sonra başka

Yürürken sokağın sahibi olmak bir halk için

Doyasıya sevebilmek birilerinin gövdesi kalmadan arada

Birileri ölmeden,

Birileri al işte yaşıyoruz diyerek günden ileri

Belki özgürlük derler sabahları kapılardan çıkmaya

Belki demokrasi,

Ya da gitmesin ellerim kuşların buğdayına

Gülüşelim bir şarkının nakaratıyla

Huzur, aydınlık ki ışığı delice

Aşk hatta belki burası başka bir yermiş gibi

Bize kalır da aşinalık ederiz.


Ar ederim benim olmayana

Ama benim değil mi ne olur

Zehrini içmekten ziftini giymekten özüne leke sürmediğim,

Önünde gezmekten rüzgarlara bozdurmadığım bu memleket

Benim değil mi içine doğalı evvelden


Yok

Alıp elimizle bölüşürüz suyunu, susuzluğunu da

Fazlası yok deriz yeri gelir

Yok gayrı oralının buralıdan, arının uçarıdan;

Tamın yarıdan fazlası yok nazar bizimse


Tutuşur birleşiriz sularsa deryalar

Birleşiriz ateşse cehennem

Koparmaz da çözeriz boynumuza düğüm olan yılanı

Öyle bir özgürlük getiririz ki göze görünmez ihtişamdan

Yetişir toprağından yukarı belki çiçek, belki çocuk

Biraz el oluruz kederi kaldırıp alan

Biraz göz olur ağlayan

Yemin ederim sevinçten olacak.


Başka dünya düşünemem

Bizimki bundan başka


Değişir, güzel olur her şey başından

Erir cahilin kundurası elimizde

Bize başka güneşler doğar muşambasız

Sabahlarda sabahlarla kucaklaşır geliriz

Umudum var.



Fotoğraf: Yasemin Çargıt