İlla kabuk mu olmalı sancılı yerde?

Görülmeli mi olduğu erde.

Nedendir bu inanamamışlık?

Kanıtsız konuşulamaz mı doğrular,

Çıkılmaz şerde.

Çıkılmaz mı oyun sahnesinde.

Bu oyundaki kaçıncı perde.

Bitmeyen tükenmişlik...

Eğrilir mi konuşulan konular, 

Yoksa alışkanlık mıdır doğru bulunanlar?

Kanıksanan onca boşluklar...

Yalan damgasına vurulanlar.

Kaç zemheri geçmeyen yara,

Kabuksuz olamaz mı ruhun yankısında.

Ama sen,

İyisi mi beni dinle,

Gel...

Dillendirme! 

Söyleme sakın.

Ruhunu parçalayacak dillendirdiğin yerde.

Suskunluğun ahmakça görünse de boş ver.

Nasıl görmek istiyorsa öyle olsun nihayetinde.

Anlatmak anlamsızdır çoğu yerde.

Anlaşılamamak...

Olsun sen yine de beni dinle,

Kulakların olsun hep sende.

Belki o zaman serinler kalbin bedeninde.