bildiğim her şeyden şüpheli

gördüğümden hep endişeli

bakma sen benim "ben bunları biliyorum" ayaklarıma

sürdürmem yiğitliğe bok ezelden, bilirsin

sırtımdaki kambur görünmesin diye öyle bir dik dururum ki

çıkarsalar er meydanına

gören der ki, vay arkadaş bu ne gurur!


...


92'de bir tüplü televizyonumuz vardı

Bir gün bir amca gelip içini açtı

ne heyecan ama be!

işte, dedim

şimdi çıkacak içinden şirinler

diğer bilumum küçük insancıklar


işte öyle açıp baksalar içimi...

böyle mi kurur insanın içi dertten

vay arkadaş, bu ne gurur!

bak gençliğime leke sürdürmemek için dik tuttuğum sırtım, omuzlarım

nasıl eziliyor içim yokluğunda

bak nasıl taş döküyor için gitme diye


atlar ayakta ölürdü sahi

hep bir omurga meselesi şu gençlik

vay arkadaş, bu ne gurur!

dökemediğim her yaş gözüme sapanla vurur

"dik tut kuyruğu kızım, bunlar hep döner ileride seni bulur"

gördün mü, yazamıyor demeyesiniz diye kafiyeye de çaldı sözlerim

ama yani hakikaten be kardeşim, bu ne gurur!


#ZNK