sen ne getirdin bana yokluğundan?

bolcak kahkahalar ve sarhoşluklar mı?

dalıp gittiğin pencerende hangi çağrışımlar uyandı benim sarhoş gezdiğim saatlerimde?

birkaç değersiz şiir ve birkaç eskimiş resim,

bolca kahkahayla sarhoş geçen günlerin hüzünlü dalgalanmaları mı?

elimi bırakmadığın üç beş sokak,

anlık aşkın tanımları mı?


nasıl bitmeyen bir yol buldun kendine anılarıma boş baktıran

özenle seçerdim kıyafetlerimi, cümlelerimi özenle seçerdim delicesine

savaşırdım engellerle, aşardım yamaçları

hiçe sayardım dünyayı ve uykuyu

yanımdan gittiğinde korkunç evimin odaları


diledin mi elimi hep tümüyle tutmayı,

hep yanımda varolmayı bir an için

ve birkaç saat sonrasında hiç yokmuşcasına insanlar

bomboş sokaklarda sarhoş olup kahkahalara boğulmayı?


hayır yok öyle bişey!

duyduğun çoktan toz tutan kaçkın bir geçmiş

ayrılan yolların tutsağı bir gelecek hayli bulanık

sisli varlığın hüznün kanıtı bir vaktin şimdi

beni hayata bağlayan hayattan alan

aşan boyumu mavi bir derinlik...