Sarhoşluk saatlerinde

hiçbir yudum alkol girmemişken mideme

sana duyulan özlemle,

kalbimdeki sancılar, ağrılar

baş kaldırırken duyduğum sarhoşluk.

Sensiz geçen her güne

senle başlamayan her sabah

ve sensiz biten her akşam

biraz sarhoşluk gibi.

Seninle olmuyor bilirim,

başka biri var kabullenirim,

senin olmayışını bilemem.

Sesini, gülüşünü unutmadım,

ama kokunun benden gitmesi,

benim sarhoşluğum.

Durup bana baktığın,

bana güldüğün gözlerin artık başkalarınadır,

bunu da en iyi ben bilirim.

Belki sarhoş olsam yine sana gelirim

ve yine yalnız kalırım.

Her zaman yalnız kaldığım gibi.

Sana yazamayışımdandır bu kelimler

süslü cümleler ve süssüz kalbim.

Alev alev yanıp kül olan

biricik kalbim

yangınımı bir tek söndürecek olan

senin kokun.

Gülseydin tekrar bana

keşke vedalaşsaydın benimle

giderken etseydin haber.

İyi gelmeseydin bana

olmazdım bu kadar sarhoş.

Yazmamda sebep sensizlik,

sensizlikte sebep sen.

Belki anlamazsın dilimden,

süslü cümlelerden

ama sana açılan duygularımın

en süssüz ifadeleridir bunlar.

Kırgınlıklarımdır geceler,

varoluşumdur gündüzler.

Gündüzümdün sen,

şimdi sadece gecelerime döndün.

Dönmeni isterdim gündüzlerime,

güneşime, açan yeni çiçeklere;

varoldu güz, sonbahar ve düşen kahverengi yapraklar.

Anlatmazsam bilmezsin,

bilsen anlamazsın.

Çelişkilerle dolup taşışın nedeni sen,

varolduğum kişi ben.

Seni belki etkilemez bunlar,

sarhoşluklar, geceler.

Başkası sana şu anda güneş

bunu da bilirim.

Güneşine sahip çık.

Çıkamazsan gece gelir,

hava kararır, güz çöker

sarhoş olursun.

Sarhoş olma, ayağının altı kayarsa,

ben olmam, seni tutamam.

Başkası seni tutmaz,

başkası ben değil ve

başkası sen değil.

Benim yanımda düşen olmaz.

Sarhoşluğun bile en güzel haliyken sen

geceye kalan sadece senin toprağını suladığım,

göz yaşlarım.