Sesim öyle hırıltılı,
Anlaşılmaz biçimle.
Geçiştirip kafamdaki sesleri dinliyorum.
Bir soluğun hakkımda anlatmaya çalıştıkları bayağı olmuş düşünceler.
Eziyor sesimi bu anlaşılmazlık,
Bilemediğim şeyler duymak istiyorum her solukta
Beni bildiklerimle teselli ediyorlar.
Esintisiz bir havanın duruluğunu anlatıyorlar bana,
Tepkisizliğim sorun oluyor,
Anlam veremezken duyduklarıma.
Yokladığım sözlerimi son kez var gücümle seriyorum gün yüzüne
bir otomobil gibi gelip geçiyor.
Suratlarındaki belirsizliği sorgulamıyorum bile,
çünkü beni anlarken bile dinlemiyorlar.
Ve
yoğun bir sesle doluyor zihnim
Birleştirmeye çalıştığım devrik birkaç cümle
Kavrıyor bedenimi.
yudumladığım çayın ağırlığını hissediyorum boğazımda
Bu ağırlığın hazzı yüzümden aşikar
Dileniyorum anlaşılmaya
Ve
Suskunluğumun zarafeti
Tüm hislerimi nadasa bırakırken
Hiçbir ereğe karşı koymuyorum
Bu bayağı düşünceler konuşulurken hakkımda aforoz ediyorum kendi kendimi
Baş aşağı yatmışım da kafama kan toplanmış gibi
Duyduğum sesleri tekrarlıyorum
Yerine oturan cümleleri düşündükçe.
Tanrı'm!..
Beni en çok anlayan bile, bana ne kadar uzak.
Serdar Çolak
2020-07-21T02:13:58+03:00Şiirinizin özellikle son kısmı çok hoş, kendini yazmış gibi. Zihninize ve kaleminize sağlık.