Öyle bir karışık ki içimdeki sesler. Kaçtığım şey ile korktuğum arasında çözemediğim düğüm var. Uzaklaştıkça kördüğüme dönüşüyor, daha katı ve zor bir hâle bürünüyor. Her yaklaşım bir adım uzaklık getiriyor. Bağırıp haykırmak isterken bir yandan da sessliğin kuyusuna inmek ister gibi. Ağlamak isteyip de gözden süzülemeyen damlası kurumuş bir yaş gibi. İlerlemek isterken bir yanı hala geçmişe sıkışmış gibi. Vicdan azabının içinde inanılmaz bir rahatlık...
Geleceğe umutla bakamaya başlarken, geçmişin sille ile yüzüme vurdukları arasında garip duygular içerisindeyim.
Mutlu değilim lâkin mutsuz hiç değilim. Adını koyamadığım duygular...
İsimlendiremediğim ama pek de yabancı gelmeyen bu hisler...Yüzleş diyorum ama neyle yüzleşeceğimi henüz bilmiyorum.
Anlatamıyorum, hissediyorum...
Fatma Sabancı
2023-12-12T00:39:23+03:00Ben teşekkür ederim, kaleminiz için.
rehnümâ
2023-12-12T00:36:36+03:00Derin kuyularda iken, hiçlikten daha küçük olduğunu mu yoksa hiçliğe daha yakın olduğunu mu anlar insan. Bilmiyorum... Yorumunuz için teşekkürler...
Fatma Sabancı
2023-12-12T00:27:21+03:00Her şeyin, hiçlikten daha küçük olduğunu derin kuyularda anlamıyor mu zaten insan?
rehnümâ
2023-12-12T00:08:13+03:00Peki derinliğine inince hiçliği de bilir mi insan?
Fatma Sabancı
2023-12-11T23:15:29+03:00Hiç bilmemek, derinliğine bilmeyi gerektirir..