Kalbimde koca bir sökük var anne

Başa çıkamıyorum, çok acıyor

Nasıl dikilir acıtmadan

Eski haline döner mi yine

Sen bilirsin anne

Merhemlerden bir ipin vardı ya küçükken

Eskiden de diktirirdim sana yaralarımı hatırlıyor musun?

Şimdi ellerini öpsem diker misin yine

Ya da yarım yamalak böyle de sever misin beni anne

Kızıyordun bana önceleri, kıyafetlerimi pislettiğim için

Sana söyleyemedim ama kalbimi de pislettim anne

Yıkar mısın beni

Ama kızma bana dövülmekten beterim zaten

Sorma da feri sönmüş gözlerimin nedenini

Bilemiyorum ben de anne, bilemiyorum

Sırtımda her gece tonlarca yük kaldırıyorum

Bir bilsen çok da ağır

Önceleri babam taşırdı ya poşetleri elimden alıp

Şimdi de gelsin anne

Alsın yükümü sırtımdan ben eziliyorum

Ufaldıkça, çürüdükçe sırtım

Sanırım büyüyorum

Her fotoğrafta biraz daha solgunum

Biraz daha ölgün göğüs kafesimdeki çocuk

Gülüşlerim biraz daha alaycı, ironili hayata

Anne sen bilirsin

Ruhum hangi çekmecedeydi

Nereye koyduysan oradadır diyeceksin duyuyorum kadife sesini

Ama anne bulamıyorum ben

Onlarca yıl aradım

Her yere baktım eminim

Bir de sen bakıversen ya

Hani küçükken’ sen böyle hep gül’ derdin

Şimdi gülemiyorum anne

Lütfen üzülme bir gün öyle bir kahkaha atacağım ki

Kendim bile kıskanacağım kendimi

Ama o vakit geldiğinde lütfen ağlama anne

Yeni yeni aklım eriyor gülmeye

Yeni yeni aklım eriyor yaşamaya, anlamaya

Güvercinler geçiyor içimdeki sökükten

Alay etmekte kelebekler

İnsanlarsa büyütmekte dikiş tutmayana dek

Anne,

Tertemiz göğsünün kasnağında yeniden ör beni

Baştan başa

İlikle iç cebine

Görmesin kimsecikler beni annemle tek başıma