Bomba ve silah sesleriyle uyanıyorum annemin huzur dolu kucağından. Sıkı sıkı bana sarılmış, korkuyu görüyorum gözlerinde. Neden annem hep ağlıyor diye sorguluyorum. Annemin o güzel gamzesini görmeden kaç yıl geçtiğini düşünüyorum. Neden babam dışarıdan gelmiyor hâlâ? Çok uzun zaman oldu, artık onu özlüyorum. Annem her gün geleceğini söylüyor, ben de her gün onu bekliyorum. Küçücük ellerimle annemi tutuyorum. "Sen de dışarı gitme tamam mı, özlerim yoksa." diyorum, gözyaşları özgürlüğüne kavuşup ıslatıyor uzun kirpiklerini. Annemin kirpikleri neden hep ıslak? Omuzlarıma damlayan gözyaşlarını hissediyorum. Ben de ağlamak istiyorum ama anlamlandıramıyorum. Neden bu kadar ses var dışarıda? Neden insanlar feryat figan? Neden annem hiç gülümsemiyor? Onu gülümsetmek istiyor ve kahraman edasıyla kâğıttan yaptığım gülü ona veriyorum, pek beceremesem de biraz güle benzediğini düşünüyorum. Uzattığımda gülümsüyor ama acı bir şekilde. Tüm cesaretimi toplayıp neden artık gülümsemediğini soruyorum cevap vermesini umarak. Saçlarımı her teline sevgisini ulaştırmak istercesine derin derin okşuyor. Düşünme sen bunları yavrum, diyor ağlamaklı sesiyle, daha çok küçüksün. Sinirlenerek "Küçük değilim ben beş yaşındayım!" diye bağırıyorum. Cevaplarının beni tatmin etmeyeceğini bile bile soruları sıralıyorum. Neden herkes ağlıyor anne? Neden babam gelmiyor? Neden bu kadar çok korkuyorsun? Ben sordukça ağlıyor. Gözleri yardım çığlıkları atıyor gibi. Çaresizliğini iliklerime kadar hissettiğim için kendime şaşırıyorum, bunları hissedebildiğim için, içimden ben artık küçük çocuk değilim diye kendimi gururlandırıyorum. Neden evimizden çıkarılıp bu küçücük yerde kaldığımızı da sormak istiyorum ama annemi daha fazla ağlatmak istemiyorum. O günü düşünüyorum. Annemin gülümsediği, babama sarılabildiğim son günü. Gecenin bir yarısında askerlerin bizi evden çıkarmasını anımsıyorum. "Ama bu bizim evimiz, neden bizi çıkarıyorsunuz?" diye bağırıyorum. Babam karşı çıkmaya çalışıyor ama onu dışarı götürüyorlar, onu son görüşümde çaresizce bana acı acı gülümsemişti. Annemin haykırışlarını neden duymuyor askerler? Neden bizi evimizden çıkarıyorlar? Neden askerlerin elinde silahlar var? Babamı nereye götürüyorlar? Yetişkinler neden sorularıma cevap vermiyorlar bilmiyorum. Yetişkinler hep ağlıyor. Ama hayat güzel diye düşünüyorum, çiçekler, kediler, gökyüzü... Babamla bahçemizde uzanıp bulutları şekillere benzettiğimiz o gün aklıma geliyor, gülümsüyorum. Ama sonra babamı özlüyorum. Annem de o anları hatırlasa güler mi? Ona dönüp bunu yapmasını söyleme cesaretini kendimde toparlamaya çalışırken döndüğümde uyuduğunu fark ediyorum. Başını omzuma yaslarken saçları yüzüme değiyor. Annem uyuduğunda yalnız kalsam da bir yandan seviniyorum çünkü uyuduğu zaman ağlamıyor. Bir tek o zaman ıslanmıyor kirpikleri.