Göz göre göre kaybediyorum seni,

Hem de bu denli çok severken gözlerini.

Sürükleniyorum bir ayrılık uçurumuna,

Apansız, çaresiz, yorgun, bir başına.


Ne yapacağımı bilmeden,

Günden güne kaybolurken,

Bir çıkar yol arıyorum,

Hüzün dolu sevda yollarında.

Oysa oysa sevdamız gökyüzü,

Sen ise gecemi aydınlatan kuzey yıldızı,

En karanlık gecelerimde,

Her daim bana doğru yolu gösteren.

Ne oldu da gökyüzüm,

Zifirî karanlığa büründü birden.

Anlamsız bir kaybedişti bu,

Beraberinde birçok soru işaretini getiren.

Aslında tüm soruların cevapları açıktı belki de,

Fakat görmek istemiyordum,

Toz konduramıyordum kalbinin güzelliğine.


Gönlümüzün salıncağında,

El üstünde büyüttüğümüz aşkımız,

Nasıl olur da

Yerle bir oluvermişti aniden.

Seninle anlam bulan hayatım,

Yeniden anlamsızlıklara bürünmüştü tamamen.

Tüm gerçekler önünde bu beden,

Acılar içinde can çekişirken,

Sol yanımdan çok, sırtıma aldığım

Ağır ihanet darbeleriyle sarsılmıştı derinden.