Apartmanlar arasında yürüyen, nefes alıp verişinin farkında olmayanlar ve bizler. Öfkesini kalbine kabul ettiremeyenler. Sakince ölenler. Sessizce gidenler. Ama sürekli konuşanlar. Bakın buradayım aranızda sesimi duyuyor musunuz? Biraz daha sessizlik. Kaybettiklerim kazandıklarımı bir hiçmiş gibi gölgesinde bırakıyor. İçimdeki kendini öldürme istediğini söndürmek için yazıyorum, okuyorum, çiziyorum, gülüyorum, yürüyorum, dinliyorum, anlatıyorum... kaçıyorum, saklanıyorum. Yetmiyor hissediyorum. İnsan olmak neyi gerektiriyorsa onu yapıyorum aslında günün sonunda aynı yerde olacağımı düşünmekten kafamı çiğ çiğ yesem bile denemekten vazgeçmiyorum. Kapılar yine kalbimi açılıyor. Bitmeyen bir acının neden kadar iyileşebileceği sorusuna. Cevabı var mı yoksa dünyaya neden geldik gibi anlamsız sorular gibi mi? Varoluş felsefeymiş, sikerler. Geldin. İstemediğin biri oldun. Tramva bendenindesin. Buradan çıkabilirsin. Ya da sonsuza kadar susabilirsin.