Tramva bedenleri üzerine,
hayatının benliğinin tramva olup olmadığı üzerine yazacağım. kalbimle ne hissediyorsam. aklımı nerede kaybettiysem oradan başlayac...
Çocuk sesleri, mavi yakalı önlükler hiç mi geçmedi korikorlarından. neden bu kadar karanlık her tarafın.
uzunca yol, bir zamanlar mutluluğa çıkıyordu. bir z...
Apartmanlar arasında yürüyen, nefes alıp verişinin farkında olmayanlar ve bizler. Öfkesini kalbine kabul ettiremeyenler. Sakince ölenler. Sessizce gidenler. ...
Dokuz dakika kırk yedi saniye, sonbahar ağaçlarda tek bir yaprak bile kalmamış, bütünüyle çırılçıplak, sesleri susturan birkaç kadeh şarap dökülmüş ağacın kö...
Eski koltuk, çocukluğumuzda topladığımız nergisler, bindiğimiz tozlu arabanın verdiği muazzam heyecan... Kurmaya çalıştığımız kuvvetli bağlar. Yıkılan evler,...
Hiçliğin içinde sağa sola savrulup duruyor
kazanmak gibi değil. Çarpıp durmak gibi oturup saatlerce düşünmek gibi vedasız ayrılmak, neden var olduğunu bilme...
Beni dinleyeceksiniz. Benim bir kimliğim yok. Sokakların mülayim vatandaşı değilim. Hiçbir şey hissetmemek için zihnimi bu denli uyuşturmak için saatler verm...
Evime kilitlemek istedim bugün kendimi. Kim olduğumu kabullenemiyorum. Nasıl böyle biri oldum ben. Yaşadıklarım, gördüklerim sanki ölümümü başka bedenlerde i...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok