Hiçliğin içinde sağa sola savrulup duruyor

kazanmak gibi değil. Çarpıp durmak gibi oturup saatlerce düşünmek gibi vedasız ayrılmak, neden var olduğunu bilmemek, sadece koşu bandında atım atmak ,yalnızca bir gün her şey güzel olabileceğine inanmak ve daha niceleri... yaşadığım iyi ya da kötü her şeyin bir amaç için başıma geldiğine inanmaktan başka bir yol seçemedim kendime. lakin elinde sadece acı kalmış birine kızamazsınız. o neden burada olduğunu bile bilmiyor. görmediğini şeyleri hayal etmek yaşayamamaktan daha ızdırap dolu olabiliyor bazen. acımı çalabilirsiniz kaldı ki bu bana zarar vermez. beslenirim. neyden mi? yüzüme nefretle bakan bakışlarınızdan, söylemlerinizden, kırmızı çizgilerimi yoksayan hareketlerinizden kötüye dair her şeyden. tek başına kulağa tuhaf geliyor "kötüyü sevmek" ama her bir parçayı bir araya getirince anlamlı bir bütün oluşuyor. yıllar önce tanıştım. başka hiçbir şeyi bunun kadar etimle kemiğimle hissetmemiştim. her bir zerremi ele geçiren şuursuzca artan hücrelerim. Tabiri caizse acılarım :)