Beni dinleyeceksiniz. Benim bir kimliğim yok. Sokakların mülayim vatandaşı değilim. Hiçbir şey hissetmemek için zihnimi bu denli uyuşturmak için saatler vermekteyim. Zaten hissetsem de anlamlandıramıyorum. Gerçeklikten bağımsızım. Zamandan ve mekandan sorumlu değilim. Dışardan izliyorum, geçmişin çöplüğüne bakıyorum. Kimsenin kaldırmayacağı ya da arkasında dönüp bakmayacağıı o çöplükteyim. Bomboş bir haritadaydım. Her yolu denemek zorundayım. Ben denemek zorundayım. Bazı şeyler deneyerek alınıyor sonuçta. Vardır ya her mağzada askıda duran ama sürekli askıda duran baskılı kazaklar ya da giymeye cesaretin zor olduğu şık giysiler, kimileri fiyatına bakıp bırakır kimi bedenine bakıp bırakır. Hep bir terk edilen vardır. Koşmak istemiyorum. Size bir şey söyleyeyim mi yüzümü çevirmek için bile en ufak bir çaba sarf etmiyorum. Sessizce o askıda çürümek istiyorum. Uzun süreli bir çürüme bu... Benim organik parçalarımın bile dağılması gerekiyor hiç iz kalmadan. Tabiri caizse yok olmak. Ya da küçük kızım bana hâlâ içimde olduğunu hatırlatırsa. Atlarımıza binip uzaklara gidebiliriz. Arkamıza hiç bakmayız. Zaten biz atlara ve uzaklara hayranız. Bizi anlayacaksınız.