Çocuk sesleri, mavi yakalı önlükler hiç mi geçmedi korikorlarından. neden bu kadar karanlık her tarafın.
uzunca yol, bir zamanlar mutluluğa çıkıyordu. bir zamanlar farkında olmadığın öylesine tatlı bir heyecan yaşıtıyordu ki sana. bilmeden sen. kumsalda uyuduğun konserlerin seslerinin tadını özlemedin mesela. hasretinden koşarak sarılmadan tüm gücünle şimdi dön. istediğin kadar parçala kollarını sar sarmala, kaybettin. her şeyini kaybettin. bir gecede. keşke o binalar senin üstüne yıkılsaydı. keşke sen ölseydin. yaşamanın verdiği derin kaygıları hissetmezdin. keşke duygusuz yaratsaydın beni Tanrı'm. saat gece üç yirmi altı bisikletim hiçbir şey bulamadığım kıçı kırık park çöpleri. sikik bankında intiharı düşünen genç bir kadın. adın neydi acaba seni de beni merak etmedikleri gibi etmiyorlar. ben seni ediyorum aslında. siyah sırt çantada ne olduğunu bu sabah ne yiyeceğini... tuhaf mıyım ben biraz. mesela bu gece benden başkası yok burada. hava soğuk, bayram gecesi... aileler. küçük çocuklar. bolca şeker. sahi ya anlatsana biraz bütün maneviyatı değersizleştirmek nasıl bir duygu. doğru ya artık hiçbir şey hissetmiyorsun. hissizlik sana ağır gelince de hüngür hüngür ağlıyorsun. bir şeyler hissetmek için. artık ölmen gerektiğini biliyorsun. bunu iliklerine kadar bağıra bağıra hissediyorsun. ruhun bu bedende sıkıştı. çıkış yolu ara. belki bulursun. dene kaybet. yenil tekrar savaş. bağır bağır "savaşamıyorum lan ben bırak lan beni" diye. sonra dön aynı odanın aynı köşesine. koruduğunu zannet kendini. insan kendinden nasıl kaçabilir? yeni bir şehir, yeni insanlar, bilinmeyen sokaklar. kaç bakalım. en iyi bildiğin şeydi senin kaçmak. yüzleşme. otur saatlerce yaz. otuz saniye sonra da ne yazdığını unut. kediler bazen ağaca çıkar da inemez ya. sen de bir yola girdin. ama çıkamıyorsun. şimdi söyle klişe lafını "hayat bazen böyledir" bazen üzülürsün bazen mutlu olursun yani hiçbir şey kalıcı değildir hepsi bir duygudur. mutlu olduğunda neden mutluyum diye sorgulamıyorsan. mutsuz olduğunda da neden bu kadar mutsuzum demeyeceksin. sorun tam da burada başlıyor. ben o kadar uzun zamandır bir gülümseme maskesi takıyorum ki. gerçek mutluluğunun ne olduğunu unuttum. ama umutsuzluğu iyi bilirim. indirmez seni o ağaçtan. çok mu inmek istedin. evine mi dönmek istedin. düş kalbin kırılsın.