Öylesine unutulmuş, öylesine delirmiş

Kendini anlarda kaybetmiş

Zihni çürümüş günlerce süzülmüş bulutlarda

Kim olduğunu anlatmış aralıksız

duyulmak istemiş

bağırmış, dört sutunlarla çevrilmiş

sahip olduğunu son sesini oracıkta yitirmiş

satılarla dökmesi dakikalar sürmüş

 ağaçları hiçten saymış

bembeyaz her şeyi yutmuş

kökleri bağlanmış kalbine

sonra sıfırlamış zihninin son parçası

sadece ölümünü hatırlamış

son kez kalbini açmış

derinlerinden gelen sesini duymuş

bütün acılardan azar azar tatmış

tatları unutmamış 

hiç merak edilmemiş

sadece susmayı öğrenememiş

sesi duyulsun diye çığlık bile atmış

tüm çabaları kifayetsiz kalmış

öylece toprağa karışmış