Cebimde birkaç busem vardı önceki hayatlarımdan

Gönlümde de iptidai sevgilerin ilk ağızdan tiyatrosu

Geceden bir parça böler banardım sevgiye, aşka dair ne varsa yanıbaşımda

Tüm gün sevilememişliğimin yorgunluğunu atardım böylece güya

Akılalmaz iç savaşlar ortasında kalmış 7 günlük aklım

Kaybolurdu gerçeğiyle imite edilmiş sevgi oyunlarında

Bir türkü çığrırdı köydeki çoban kuzularına acemaşirandan

O 7 günlük aklım da ona giderdi hem de böylesine kanlı bir iç savaşın ortasında

Döke saça dağıtmışım etrafa kendime verdiğim sözleri

Sözler şimdi Fas'ta kalmış baksana halime ben nerdeyim

Yalnızlığım diye başlıyor boş kağıda attığım her imza

Ve bitiyor ‘kendime sevgilerle’ diye

Herkesler hiçleşiyor ve hiçler yürüyor kalbimin salonunda, yatak odasında

Ellerini yıkayıp çıkıp gidiyorlar anahtarlar da onlarda

Kilitli kalıyorum içimde kimseler de yok

Atmışım başımdan çok olmuş gideli artık onlar her-kimseler

Bir ah etsem ya köydeki çobana bana da bir türkü yaksa

Kaybolmuşluğuma olur, kör alevlerde raksederek yanışıma olur

Ya da duymayı unuttuğum iki çift güzel lakırdıya olur

Ama bana ferahfezadan söylese ya şu tasanın içinde

Belki 21 gram katlanarak çoğalır içimde

Büyür büyür herkesten kocaman bir ruhum olur belki de

Hem ruhum büyürse aldırırım çürük sevgileri de içime merak etmeyin

Siz de yaşarsınız sayemde en tazelerinden sevgilerinizi, dalından koparıp yersiniz ellerinize kadar bulaşmış şireli ilahi buseleri

Oysa benim şarkılarım bile eskimiş işveli, nazlı yarların koynunda

Yıllanmış şarap yerine notalar kim bilir kimin ağzında yarım kalmış, pislenmiş

Düşmüş belki çamurdan sonsuzluğa da yine aynı notalarla devam etmiş

Rakıların yanında yahut gece yarı(n)larında yağmurlarda beklemiş sırasını

Kimi zaman korkak kimi zaman kafası matiz olmuş sırası gelince kendine


Beynimin kasıkları sancıyor artık ve hayalden insanlar doğuruyor

Sonra da üzülüyor inemedikleri için yokuş dolu kalbinin herhangi köşesine

Kış günlerinin ayazını kokluyor tren geçen rayların demirlerinden

Demirler insan kokuyor yine

Bahar geliyor belinde çıngıraklı esvaplarla

Kiraz çiçekleri insan kokuyor

Her yerde herkesler

Bayatlamış özlem kokuyor her yer

Sonunda vazgeçiyorum beni ben yapmaya çalışıp da

Mikrodalgalarda sevgi ısıtmaktan

Sevgiden ve handeli öpücüklerden vazgeçiyorum uzun uzun iç konuşmaların ardından

Ve bir yakarış kopuyor kaç asır öteden

Hayal meyal duyuyor boş laflardan baygın kulaklarım

‘Sevgi eski zamanlarda açardı, nadirdi

Sen iyisi mi kendi içinde aç

Başkalarından bekleme ümit dağıtsın diye öpülmeyi unutmuş, bir yangının ilk filizlerini yetiştiren dudaklarına’