Nil nehrini kucaklıyor

Altından dev,

Sular kanla revanla,

Doğuruyor alev.


Yerkürenin midesi

Bulanıyor iç sesi

Zelzeleler, sellerle

Kaytarıyor hizmeti.

Altın dev basıyor

Ayağını mindere,

Sütler yayılıyor

alev almış çimlere.

İnekler koşuşuyor

Tükürüklü bahçeye.

Metastaz geçirtiyor

Düşündeki sahneye.


Apostolik kadın mesih,

Kutsal yağla kavrulmuş,

Anısına firavunlar,

Mumlar ile varolmuş.


Ferahlık bir nağme,

Cennet ile yoğrulmuş.

İki gözü bir çeşme,

Venüs ile doğrulmuş.


Baptist olur denizler,

Onun mavi teriyle,

Esir düşer kudüslü

Zehirli bir kediyle


Şehre iner asiler,

Kargaşaya meyl için,

Peygamberli gemiler,

Yüklerinde hep dişi.


Kanvasa zıpkınlamış,

Çamurdaki borcamı

Kalıbında kehanet,

Ruhundaki tozları


Ruhsatsız süvari,

Romandaki canavar

Hepsi aynı beldede,

Yakılıyor dualar.


Amazonların katında,

Dante’nin meydanında,

Arsız kadeh tokuşuyor

Kelebekli kervanda


Buharlı deli hayret

Evliyalı har manşet

Kıpkızıl dağda ceset

Ayağında kanlı meşe


Tanrıça Diana hükümsüzdür beldede

Filipinin serçesi, yüzer sonsuz derede.

Sabah sulu celsede, akşam ateş cephede.

Tanrının müdavimi, yazmaz günah deftere.