Taş olup oturdum bağrına
Sürdüm tüm yosunlarımı gözlerine
Buz gibiydi ellerin
Dışarı taşan on beden büyük gömleğin
Üstünde yudumladığın son kahvenin lekesi duruyor hâlâ
O kimsenin okşamadığı sarı saçların
Kıyamamaktan değil sen de biliyorsun
Sesim içine dökülüyor
Kemiriyor göğsümü mühürlü mazi
Ben diyeyim yirmi sen de otuz
Değil
Koca yıl
Üflediler üstüne o koca yılın
Meğer bir toz zerresiymiş
Dağıldı dünyanın dört bir yanına
İnsanlık nasibini aldı mı ki
Sanmam
Rab bunlara ne nasip vermiş ne rızk
Kemirdiler, çaldılar, yediler, içtiler
Doymuyorlar baksana
Sokak başı bir ağaç vardı
O da yok şimdi
Söylesene nerede asacağım kendimi?
Neyse dur pantolonum düşecek
Kemerim yok belimde
Gömlek desen görüyorsun halimi
Şimdi kalk bağrımdan
Etimi kemirdiler kemiğimi de kırma ne olursun
Ek içime kendini
Yeşillensin okşanmamış saçların
Dallansın
Sarısında asacağım kendimi
Sevcan
2021-05-16T19:33:22+03:00Çok teşekkür ediyorum güzel yorumun için 💜
Kevser Karakaş
2021-05-16T18:21:11+03:00Çok beğendim, sonu da oldukça etkileyici olmuş, kalemine sağlık Sevcan 🌺