yaprak gürledi çalı çırpınının üzerinden gözyaşlarım kırmızı faytona binip uzaklaştı
ilk defa titredi ellerim
uzandı köprücük kemiklerine
orada devam etti sızlamalarına
-
O terk ediş öyle kolay gelmez dile
Seni her gördüğümde dizlerime kapanır
Ufuklarda sallanan çan kulelerini arar
-
uyuyakaldı aşk ve azat edildi
arındı artık cumartesi bakışlarından
zamanı gelince tekrar öldü
Fakat biz yine gömemedik onu
-
İçiyorum ben de senin gibi
Gamzelerine sıkışmış gözyaşlarımızı
bırakmalı bundan dolayı kadehleri
Karanlıkları zehir eden saflığı
biz yaptık, elimizle söküp attık geleceğimizi