Uzun süredir anlatmak istediğim şeylerle, uzun süre bizzat cebelleştiğimden hüzünden geçilmiyor ruhum. Aşkın yarım taraflarına doğru sürükleniyoruz, acizlik belki, hürlüğün yok oluşu belki. Gün sonunda mahzunluk o bariz, mutluluğun aşktan geleceğine dair inancımız seyrek, aşkın vereceği mutluluk ise hayalden öte bir fazlalık. Seviyoruz, aşık oluyoruz. Delice meraklar peyda oluyor yekten, densiz duygular dolaşıyor her zerremizde başıboşça ,kanıksıyoruz acıyı, imkansız düşler kurmaktan yaşama dönemiyoruz. Aşk diyor Özdemir Asaf, aşk diyoruz Özdemir Asaf'ı unutup şiirinin dilinden. Handikapları var eden biz değiliz, hazmedemeyen ama biz, mutlak biz. Seven sevilmek ıstiyor ve her sevgi hataları, kayıpları yok saysın. Bazı seyler dile bile kolay gelmezken, yaşanma ihtimali mavi bir hayal, sevmeyi öğreniyoruz, sevilmek eğreti duruyor üzerimizde, döneme bağlıyoruz, insanlara,renklere ve sayılara bile. O 9 sayısı bırakmıyor ki peşimi. Bağlamak güç geliyor çocuk bizin hüzünden kaçarken, nefes nefese sığındığı liman oluşuna, güç sahi. Mahkum muyuz peki ömrümüz boyunca sevginin hakkını hiç verememeye?