Pişmanlık savaş kazanmaktır.

Oysa dönmek savaşlardan,

Gül arzusuna diken koklamak

Ve yaşamak ne güzel taze solukta


Aynaya bak, aynayı kirlet ve bir dünyaya başlayalım.


Kırmızı kanatlar sarıyor göğümüzü

Ders sıralarında çıkış saatlerine koşan öğrenciler

Ve öyle serinliği bilinmez koridorlardan bir kadın ruhu geçiyor

Belki seni giymek ister diye korkuyorum

Belki seni giyer diyer yummuyorum gözlerimi


Seni görmüşler

El etmişler bir çiçek ölümünde

Öyleyse törenler traşlı adamları kucaklayacaktır

Hatta senin sinemalarda kapalı ve karanlık gözüken hayatın

Masumiyetle yıkanıp anlatılabilir çocuklara

Bir şeker koyulur hatta,

Gül sarısı bir çiçek kulağına


Kürsülerde beyaz ellerinde kader

Gülelim mi güzelliğine?


Kavanozda bir toprak kırıntısı

Onları aldığında balçığa benzerdi oysa

Bir mercekle ay güzelliği alkışlanır

Buna düğün mü denir şimdi

Yaralar sarılır da modern tıpta bu küheylan,

Bu sığınmalığı sevse aklına mı sarılır?


Düşünmedin değil mi?

Beni sevseydin kafan karışacaktı

Bunu benden çok sevecektin.


Sana bir mektup yazacağım aklıma gelince

Sana yollamayacağım.

Ateşlerde gezineceksin ayakların örtülecek

Omzunu ısıracağım rüyamda

Ve bir tren yolu şaşıracak sen onu izlerken

Hayret etmeyeceksin


Gayrı bu ateş yüreğine düşmüştür lakin

Utanıp sakınacaksın

Mavi bir adam aklını alacak

Kırmızı biri geri verecek

Sen renge buladıkça çenesi şişen erkekleri

Onlar sana felaketler sunacak

Ve çekip gidecek siyah olanı

Sana ateşinden bir hatıra kalacak


Aynaya bak

Aynalar gerçeği göstermez.



Fotoğraf: Semi