Söylesene müzeyyen
Gülüşün kaç gece eder
Bu gece kadehlerce şiir içsem
Görür müyüm seni yeniden
Bilemem müzeyyen
Gülüşün kaç gece eder
Senin gözlerin ateşten kahverengi
Tutuşmak bir ömre bedel
Söyleme müzeyyen
Gülüşün tüm gecelerden daha güzel
Söylediklerin adını bilmediğim bir şarkı
Dudaklarınla birleşirse beni sarhoş eder
Biliyorum müzeyyen
Bu ateş beni kül eder
Olsun, küllerimi bile seveceksen eğer
Yanmak, yanılmaktan daha güzel
//
Ben şimdi,
Lacivert bir gökyüzünün altındayım müzeyyen
Bir sigaram var elimde
Bir de sen
Bir yıldızsın benim gökyüzümde
Bana uzaklardan gülümseyen
Görkemli bir karanlığı
Handesiyle güzelleştiren
Sen bana tüm dünyadan daha yakınsın müzeyyen
Hem de ben, tüm dünyaya bu kadar uzakken
Senin gözlerin yasaklı bir kitap
Benim bildiğim tüm şiirler sana benzer
Artık ışıkları kapatabiliriz müzeyyen
Korkum yok,
Gülüşün bize yeter
//
Simdi bir şiir düşün bir tanem
Adı gözlerinin renginden...
//
Yağmurlu bir Ankara akşamı
Sen, ben ve Estergon Kalesi
Saat kaç?
Mevsimlerden hangisi şimdi
Tarçın kokan bir Ankara akşamı
Geçerliliğini kaybetti zaman dilimi
Söylesene ağustos glayölü
Salep mi?
Yoksa
Salep mi?
//
Tadı sonsuza dek boğazıma düğümlü
//
Teninin güzelliğine hayran gökyüzü
Benim manzaram sensin ağustos glayölü
Senin gözlerin ateşten kahverengi
Benim yüreğim, yanmaya meyilli...