"Onun ebediyete intikal edeceğini ta en başından biliyordum.
Edebiyata intikal edişi neden bu denli ağır geliyor peki?
Kalemin kâğıt üzerindeki hışırtısı dursun bir süre.
Harfler donsun, sözcükler sussun.
Derin bir sessizlik istiyorum.
Çocukluğum.
Orhan.
Ah!"
Romanın bu cümleleri Madam Bovary öldü diye ağlayan Flaubert'i hatırlatıyor bana.