avuçlarımdan taşan nehir


bir kararın yatak odası olmamalı hayatım

zihnimde çivilerle deldiğim kağıt parçalarının hepsi birer anı

her bir deliğin arkasında başka bir renk var

perdeler ağır ve bordo, saten

halılar siyah, boğucu

ben burda ne yapıyorum hiç bilmiyorum

neden tüm renkleri aklamak istiyorum?


işim gücüm meydan okumak

elimde olanın tam zıddına

tonlarca ismi vardır belki böyle davranmanın

ben sadece dünyaya gelmekten rahatsızlık duymuş'

derdim.

verdiği rahatsızlıktan da habire özür dileyen

bi zavallı.


hani ellerimi düşünün mesela, avuç içlerimi

yağmur yağıyor ve ben bir arabanın penceresinde

hoh'layıp kalp falan çizmiyorum,

ya da şakasına help me

size dedim, ellerimi düşünün diye, avuç içlerimi

çünkü ben bütün gücümle bastırıyorum cama, beyaz avuç içlerimdeki derin çizgiler

birer nehir oluyor, habersiz


sonra nehir avuçlarımdan taşıyor

parmak aralarımdan akıp giden bir sel

kollarımı omuzlarımdan ayırmaya kalkıyor

dağılıyorum

ama küçük bir çocuğun oyuncakları gibi değil

vazonun yere düştüğü anda kırılması

ya da

bayat bir bisküvinin paketinin içinde ufalanması

cinsinden bir dağılma



bir yatak odasının infilak eden kararıyım ben.


(27.07.2023)