içimde dindiremediğim bir özlem duygusu var. dışımda kesilen demirlere karışan ateşböceği sesleri. şehirlerarası yola uzanan sokak lambaları karşımdaki koltu...
karşımda mor bi bavul. sanıyorum ki ağustos'a ait, toparlanalı olmuş biraz. yatağımın tam karşısında ve ben günlerdir odamın en içindeyim. kendi sesime duydu...
bu kısacık saçları en ucundan ateşe vermeli
kapılar demirden kilitlere vurulmalı
ben giderek küçülmeliyim
giderek, siz bilmeden
benim küçüldüğüm size bü...
etraf yeni sulanmış çim kokuyor
çıkışlarından inişlerine yuvarlanıyorum yolumun
hem de sık sık
henüz köpekler uyanmamışken
gündüzleri ortalığı kaynatan...
oraya buraya savurduğum bütün renkler birbirine karıştı şimdi
ismi ne oldu derseniz
aniden gelen bir esintinin kimden getirdiğini bilmediğiniz çiçeksi bir...
festivaller ve beyaz saçlar
aynı cümle içinde fazla eğreti
oysa dönme dolap sizi göğün en tepesinde öylece bıraktığında
mutlaka ikisinden birisinizdir
ik...
avuçlarımdan taşan nehir
bir kararın yatak odası olmamalı hayatım
zihnimde çivilerle deldiğim kağıt parçalarının hepsi birer anı
her bir deliğin arkasında...
bu bir seçimdi. yalnızlığa okuttuğum günlerin dingin bir var oluşu yanı başımda. herkese oyun oynuyorum. rolden çıkıp başka rollere kavuşmaya can atar halde,...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok