festivaller ve beyaz saçlar
aynı cümle içinde fazla eğreti
oysa dönme dolap sizi göğün en tepesinde öylece bıraktığında
mutlaka ikisinden birisinizdir
iki parmağımda pembe ve sarı
bir diğer ikisinde yeşil ve turuncu
yanaklarıma sürüldüler usulca
onlar da bir gün beyazlayacak mı?
bilmiyorum.
görmezden gelinmiş bir avuç hayat bana rahatsızlık vermemeye başlarsa
kendime kötü biri olup olmadığımı sormaya başlarım
gölgeler hiçliktir, ellerimi gölgelerin içinden geçiririm
ne var ki hayat hep hiçliktir
her doğum "hep" lik vadeder aslında
ne var ki hayat hep hiçliktir
her doğum "hep" lik vadeder aslında
peki ben bana vadedilen hep'likle ne yapacağım
FAZLA TELAŞLI BİR SORU
-ne o? yine yaşını hatırlamaya mı ihtiyaç duydun?-
öylece oturup geçmesini bekleyemem ya
ama yaşamak için çok fazla girinti çıkıntı var
ve bana vadedilen hep'lik zaten çokça engebeliydi
utanırım, bunu yüzüm kızararak değil
gözlerimi kaçırarak belli ederim
kim olmak istediğime etrafımdakilerden kendime ölçüsüzce katarak karar vermeye çalışırım
tarifi bir türlü tutturamamanın sonucuysa hep aynı işte:
hâlâ şiir yazmayı şiir okumaya yeğliyorum
festivaller ve beyaz saçlar
ikisi bir aradayken kalbimi nedensiz bir huzur kaplıyor
belki de tarağınızda bırakacağınız birkaç tel beyaz saç
festivalin ta kendisidir
festivaller ve beyaz saçlar
upuzun festivaller boyunca öp beni, saçlarım beyazlayana dek.
(06.08.2023)