Kelebek ovasında pembe küpten pelerin. 

Paris mermerleriyle örülmüştür bedeni.

İnancı fosil kanıyla kavruluyor mutfakta

Nesillerin ışığıyla yayılacak kutlu miraca.


Molozun susuzluğuna ruh verir kaplan,

Doğanın ağlarına örülmüş ince kaftan,

Ölmek üzre arzu eder sevdalı bir ceylan,

Yayın damarlarına doğru süzülürken ilham.


Kesik bir yansımanın gölgesini çiğnemiş,

Tapınma terimine ruh vermiş kardelen.

Tavernada konsomatris asasına ağlamış,

Ya hu demiş ufuktaki incecik bir hücreden.


Voltajlı küplerin ekseninde ekselans,

Gölgelik çınarların özlerinde sünepe.

Okyanusun tufanında süzülen yatak,

Üzerinde uzanıyor kutsal ruhtan bir kaçak.


Dört eli kelepçede, şimendiferin asonansı

Bağırtıyor

Bandırmada barutlu bir çimenin kokusunu.


Tutuklu pistolün paslarından kan akar,

Gözlerin çukuruna kamçılanan at bakar.

Buruşuk güvertenin üstünde pis yemişler.

Sörf yapar, altın varakalı pro-insan sürümü.

Yaratılır, kumandalı yörüngenin dürümü.


İnşası doğuşun buketli sunağın içindeki çöreğin ruhlaşmasıyla olur.

Vahşet kokan gecede bir tek aslanlar uyur.

İtaat için korku değil, varoluş için korku.


Şeffaf kutunun içindeki habis yaratık,

Pembe mermerin üzerinde tepiniyor.