galile denizi nasıl kabardı kabaracak bir akşam

musa yarmadı bunu çıplak yürüdük biz

tövbe etmedim diyebilmek için

uzun büyük senin dilinde harfler dizdik

  ildem sen çocuksun küçüksün o zamanlar

     o zamanlar senin annen bile küçücük

  burnun kızarık çuf tren dolmuşsun

  henüz bilmiyorsun anlatmadı kaptan

  sen de altıncı kompartımanda yolcusun


istanbul diyorum o zamanlar bile istanbul

gedikli abiler karanfilli ablalar kelebekli

udiler kanuniler tamburiler kemaniler

ulan ha bir de

gramafonda çıtkırıldım taştan plaklar

yüksekkaldırımda bir cezayir şarkısını

dile getirdiler

  ildem sen çok küçüksün

  o zamanlar bile

     bu zaman anlatmak işkilli tabii

     yalancı derler adamın yüzüne bakmazlar

-yok muydu lan iki elektro chuck berry falan-

  ben de küçüğüm o zaman bilmiyorum


...

karnımı deşiyorum bazı sabah deşiyorlar

ben büyümüştüm biraz midem küçük daha

mcdonald's hamburgeri çıkıyor kola çıkıyor

cem karaca'nın kolormatik gözlüğüyle girmiştim oysa

tüm köfteciler birleşemediği için

açılmış amerikan restoranına

...


ne diyordum istanbul falan

  sen daha küçüksün ildem

akmar pasajında kaçak cd satıyorlar

led zeppelin ac/dc black sabbath falan

siyah tişört siyah pantolon siyah makyaj

tırnaklarımız uzamış arasına şeytan kaçacak

     on dokuz eylül bin dokuz yüz doksan sekiz

     rolling stones on iki milyona sahne alacak

     üstelik senin benim kadar ingilizler


karaköy'de pejman'ın barına benzer bir mekan

arkadaşlarımız caz yapıyor bemol diyez

ne kadar ses varsa kulağını cırmalayan

  ildem sen küçüksün daha

  daha dün annenin

  kollarında yaşıyorsun

ellerimiz buz tutmuş tutacak el arıyor

biranın litresine üç milyon veriyoruz

inanır mısın

gece o saatte taksi bulmak bile mümkün

şişhaneye sağ ve sol ayağımızla yürüyoruz


...

ildem

benim ağzım ancak kendi tükürüğünü bilebilir

seninki de öyle


i. demedim ama ii.


kampüste kaygısız sigara içiyorum ildem

  sen o zamanlar bizim değilsin ama okuldasın

tarihi binaların yedi metre yanında içirmiyorlar

ben izmariti ayağıma atsam çatı yanacak

     edebiyatın da kulübü var vesselam

     parasıyla kitap bastıran falanca

     kendini en az iki bok zannediyor

  ben yazdıklarını okudukça

  yazabilme yetimi yitiriyorum


anarşist eylemler yapıyorlar ildem

  sen o zamanlar allah'ı baban sanıyorsun

yemekhaneye turnikeyi atlayarak giriyoruz

yirmi kuruş zammı protesto eden biz

... partili adamın barında

biraya otuz lira bayılıyoruz

manyak bir dönem bu ildem

ne ülkeyi değiştirmene izin var

ne de ülkeni

ben kendimi bile değiştiremiyorum ildem

elimden gelen

biraya gelen vergiyi protesto etmek

-arkadaşlar arasında-


iii.


yine böyle bir akşam

iskemlede rakı içiyorduk ahmet abiyle

(öyle kaçağız ki

sana bile haber edemiyorum müyesser)

-aman ildem-

kaldırmadıydık sofrayı henüz

daha karanlık bölüşülecek dedi abim

ben azrail oldum o sura üfledi

bokunu çıkardık biraz

sabah polisler topladı


kimlik yok olsa da tanımam kendimi

meczup dediler saldılar müyesser

-aman ildem-


doğru nizami adım meyhaneye

damağımda bir şeyler eksik

piyizlenelim dedi ahmet abi

olur dedim

işim gücüm yoktu serserilik ediyordum

                                             "küfür gibi şarkı ulan bu

                                              anlamıyorum ki söylüyorum"


oturduk iskemleye oturduk masaya

ahmet abi dedim

ben bu sıfırları çift görüyorum

höst ulan dedi

kaç para olmuş bir rakı

garson devlet baba dedi

ahmet abi dellendi

vergi mergi veremezdik kimseye


-

iskemlede rakı içiyorduk salına salına

(derin bir iç çekerek)

 ağırıma gidiyor bahçıvan

 tanrılarını ben sakladım

 iki parmağım arasına ve masanın altına

 -banane ulan kaybettiyseniz!

 nereye koyduysanız oradadır


iskemlede rakı içiyorduk salına salına

istemeden seyrelterek denizi

elleri dikenli bir peygamber indi düşüme

bacak arasında suçun ve tövbenin ağırlığı

o doğurdukça

biz adem'in katil bile olamamış çocuğu

   yasaya belendikçe özgürleşmek

   yasaya benzedikçe ölüme benzedi


ahmet abim

altıpatlar tabancasını çıkardı vurdu masaya

  bunun içi dolu birader

  öleceksen bir ihtimal değil

  kesin ölmelisin


şairlikten kalma ceketini çıkardı denize attı

herkesin unuttuğu bir dile değdi ıslığı

-omzuma yakıştırdığın şarkı duruyor ahmet abi

tinsel düğünler tertipledim senin için

  yine yetişemedin

  damat yedi hayaleti