“Büyük küçük, insan doğasında çeşitli biçimlerde kendini gösteren hatırı sayılır bir zalimlik öğesi vardır. Okulda oğlanlar yeni gelen bir öğrenciye ya da elbiseleri pek alışılmamış biçimde olan birine kötü davranma eğilimindedirler. Pek çok kadın (epeyce de erkek) kötü niyetli dedikodularla, ellerinden geldiği kadar acı verirler hemcinslerine. İspanyollar boğa güreşine bayılırlar, İngilizler avcılık ve atıcılıktan zevk alırlar. Aynı zalimlik dürtüleri Almanya'da Yahudi, Rusya'da da kulak avı ile çok daha ciddi biçimler almaktadır. Emperyalizmin her türlüsü zalimlik dürtülerinin rahatça boşalacağı alanlar yaratır ve savaşta bu dürtüler en yüce kamu görevi olarak kutsanır.”