durdum gecenin kıyısında kendi boşluğuma bakıyorum
sonra dönüp içime
içimdeki Truva atına
beni işgale yeltenen düşüncelere
tanrının hangi sıfatıysan çık ve tesseli et
yoksa dönüp kendi sularımda boğuluyorum
gözler, gözlerin ayrılık burcuna göz kırpıyor
ama Venüs binlerce yıl uzak benden
ben, ben gecenin kıyısında kendi boşluğuma takılıp kaldım
ey şarapa rengini veren tanrı
neden tadı yok bu nefesin
-ki ben kendi kavmimin kurtarıcısı değilim
dağları kıble belleyen bir yürek
nereye baksa dağ yalnızlığına dönüşür
göğüs boşluğunda bir dağın ıssızlığı
gözlerimde hep bir yol özlemi var
neydi bu hasret
yoksa Albertine Kayıp onu mu arıyordum
ben gecenin karanlığı sabahın ayazı
uykusuzlukların dönencesinde
bir ağıt olarak kaldık düşlerin sonunda
kangren olan bir hayata tesir etmez artık sözlerim
boşluk büyüyor ben unufak oluyorum
bakın ben noktayım evrenin koynunda
unutulmuş bir dil, eskimiş bir söz, çok eskiden kalan bir anı
durdum şiirin kıyısında kendi dizelerime bakıyorum
sonra tarihime, dilimden dökülen ilk sözcüğe
söyleyemediğim o cümleye
sığamıyorum hiçbir mekana, bu zamana ait hissedemiyorum
içimin dağlısı ben değilim
sonra, sonra dönüp kendi sözcüklerimde boğuluyorum
Adem Şahin
2024-01-09T00:11:42+03:00Teşekkür ederim Tutku Silahtar 🍀💐
Tutku Silahtar
2024-01-08T23:55:58+03:00Çok iyi...
Tutku Silahtar
2024-01-08T23:55:54+03:00göğüs boşluğunda bir dağın ıssızlığı
gözlerimde hep bir yol özlemi var
neydi bu hasret
yoksa Albertine Kayıp onu mu arıyordum...